El-Ehadiyye: Sayıdan adetten münezzeh olarak bir ve tek Olan
Allah
O, rakamca 2'si olmayan 1 ile bir. Çifti olmatan tek ile Tek. Allah Bu konuda da bir ve tek; misli misali eşi nazîri benzeri yok.
1) El-Vâhidiyye : Bir olanlar
Rabbimiz 1
Peygamberimiz 1
Kitabımız 1
Dinimiz 1
Kabemiz, kıblemiz 1
Kelime-i Tevhit ezanda 1
Namazımız 1
Selamımız 1
Babamız 1 Adem
Anamız 1 Havva
Ramazan bayramı 1 gün
Adalette zayıf erkeğe 1 eş
Sonumuz 1 toprak
Kalbimiz 1 tane
Güneş 1
Ay 1
...
2) Esšunâiyye: iki olanlar
Allahın isimleri 2 nevi Lütuf Kahır
Allahın kemalatı 2 çeşit Cemal Celal
Islam 2 şehadet
Namaz 2 rekat
Rubai namazlar 2 şef'
Rekatta 2 secde
Ezan kamet sözleri 2'şer
Namaza davet 2 kez Ezan Kamet
Nikahta mahkemede 2 şahit
Bir erkek yerine 2 kadın şahit
Oruç zıhar Keffareti 2 ay
Insan 2 cins erkek dişi
Kainat 2 taraf yer gök
Yaşam 2 safha Dünya Ahiret
Amel 2 çeşit sevab günah
Bayram 2 tane Ramazan Kurban
Mirasta kızın hakkı erkeğin 2'de biri
Mirasta koca hakkı 2'de bir (çocuk yoksa)
Göz kulak 2'şer tane
El ayak 2'şer tane
Gün 2 dilim gece gündüz
Yazıcı melek 2 tane
Ebeveyn 2 tane anne baba
Mahlukat 2 çift
...
3) Esšülâšiyye: Üç Olanlar
Akşam namazı 3 rekat
Vitir namazı 3 rekat
Hacda Cemreler 3 tane
Insanlar Mahşerde 3 sınıf
Ruku Secde tesbihi 3'er
Yemin keffareti 3 gün oruç
Mübarek 3 aylar
Iddet süresi 3 ay
Çoğun azı 3 defa
Hacda cürüm Mekkede 3 gün oruç
Çocuklar izin almalı 3 vakitte
Insan içinde yaratıldığı 3 karanlık
Sahabe 3 derece Muhacir Ensar Sonrakiler
Ashab-i Kehf uyku süresi 3 yüz yıl
...
4) Errubâiyye: Dört olanlar
Rasul Melekler 4 melek
Büyük Kitaplar 4 kitap
Büyük Halifeler 4 kişi
Haram aylar 4 ay
Zina iddiasında 4 şahit
Îlâ keffareti 4 ay
Mirasta karı hakkı 4'te bir (çocuk yoksa)
Kocası olmuş iddeti 4 ay on gün
Hak Mezhepler 4 mezhep
Büyük tarikatlar 4 tarikat
Büyük Gavslar 4 gavs
4 namazın rekatları 4 rekat
Tekbir ezanda 4 tekbir
Abdestin farzları 4 aza
Karada yönler 4 cihet
Kurban bayramı 4 gün
Erkeğin evlilik istiabı 4 nikah
Islam Şeriatı için 4 delil
...
5) El-khumasiyye: Beş Olanlar
Islamın erkanı 5 rukün
Namaz günde 5 vakit
Ulul-Azm Peygamberler 5 kişi
Mübarek geceler 5 gece
Bedirde geldi 5 bin melek
Ganimette Allah hakkı 5'te bir
Define zekatı 5'te bir
Kuran ilimleri 5 ilim
El ve ayakta 5 parmak
...
6) Es-Südâsiyye : 6 olanlar
Imanın şartı 6 şeye inanmak
Allah kainatı 6 günde yarattı
Mirasta baba hakkı 6'da bir
Mirastan anne hakkı 6'da bir
Evvabin namazı 6 rekat
Namazın şartları 6
Namazın rükünleri 6
...
7) Es-Sübâiyye: 7 Olanlar
Kabeyi tavaf 7 şaft
Safa-Merve arası 7 sa'y
Şeytan taşlama 7 şer taş
Hacda cürüm evde 7 gün oruç
Fatiha Suresi 7 ayet
Yer Gök 7 katman
Cehennem 7 dereke 7 kapı
Ashab-ı Kehf 7 zat
Insan üzerinde 7 yol (23:17)
Infak ecri misali 7 başak
Yusuf as 7 yıl bolluk 7 yıl kıtlık
Allahın ilmini yazamaz 7 deniz
Dünyada var 7 kıta
Hasbiyallahu.. duası 7 defa
Rasulullahın var 7 evladı sas
...
8) Es-šümaniyye: 8 olanlar
Mirasta karı hakkı çocuk varsa 8'de bir
Cennetler 8 cennet 8 kapı
Hamele-i Arş Melekleri 8 Melek
Kurbanlık hayvanlar 8 çift
Teheccüt 8 rekat
...
9
Kız çocuk buluğa erim erken yaşı 9
...
10
Ramazan son 10 gece
Zilhicce ilk 10 gece
Yemin kefareti 10 fakir yedir
1 sevap en az 10 kat ecir
Cennetle mujdeli 10 sahabe
Hac cürüm cezası 10 gün oruç
Mahsulü fakir hakkı (öşür) 10'da bir
El ayak parmakları 10 ar tane
Kurban bayramı 10. Gün Zilhicce
Aşure günü 10. Gün Muharrem
Hayz en fazla 10 gün
...
11
11 yıldız Yusufa secde eder
12
Senede 12 ay
Beni israil 12 boy
Alevilikte 12 imam
Kız çocuk buluğ son yaş 12
13
Gavurların korkusu 13 rakamı
Eyyamı biiz orucu 13, 14, 15
14
Ayın 14'ü dolunay
15
Tuhur müddeti en az 15 gün
Erkek çocuk buluğ son yaş 15
Ay ortası 15
17
Gunde farz namazlar 17 rekat
18
Kişi reşit sayılma yaşı 18
19
Cehennem melekleri 19 zebani
20
Zorunlu namazlar günde 20 rekat
Sünnet namazlar günde 20 rekat
Teravih namazı 20 rekat
Öşür, kendi suluyorsa 20'de bir
20 sabırlı mümin 200 gavuru yener
El ayak toplam 20 parmak
Dvm edeck inş..
Isa erdoğan
Medrese mezunu Ehli Sünnet hocaların Dînî ve ictima'i meselelere getirdikleri çözümler, fikirler ve bazı faydalı paylaşımlar
22 Haziran 2020 Pazartesi
14 Haziran 2020 Pazar
Kurancılık Akımının Çöküşü: Peygamberimiz Namazı Cebrailden Öğrendi
İki üç sayfa kadar tutan bu çalışmayı güzelce okuyup düşünen bir mümin Ehli Sünnetin üstünlüğünü ve Kurancılık akımının çürüklüğünü anlar ve Hak yol olan Ehl-i Sünnetten ayrılmaz.
Özet: Kurancı olma iddiasıyla Ehli Sünnetten ayrılan ve Hadisin Huccet değerini inkar eden tayfa (Mustafa İ.oğlu, M.Okunyan ve benzerleri) bu inkara bir bahane olarak bazı Hadislerin Kuranla çeliştiğini ! ileri sürerler. Ancak "Allah Rasulü sas namazı kimden öğrendi?" Gibi nice sorulara Kuranda cevap bulamayan bu tayfa hurafe ve masallara sarılırlar. Ancak ne ibretliktir ki bu masallar Kurana uygun mu değil mi hiç bakmazlar.
Meselenin Tafsilatı:
Soru şu: "Kuranı Kerim abdesti Maide:6'da açıklamıştır "Namaza kalktığınızda yıkayın yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar ve başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da yıkayın topuklara kadar" Ancak Kuran abdestten de önemli olan namazı açıklamamıştır. Şöyle bir ayet yok: "Namaz için kıbleye dönün ayağa dikilin, tekbir alın fatiha ve bir sure okuyun sonra ruku ve iki secde edin.. vs" bu şekilde bir öğreti Kuranda mevcut değil.
Şu halde Dinin en önemli ibadeti, yaratılışın gayesi olan Mamaz (Zariyat:56) Kuranda tarif edilmediğine göre Peygamber ve Müminlerin hayatına namaz nereden nasıl girdi ?
İhtimaller dahilinde bu sorunun altı çeşit cevabı olacaktır, beşi yanlış biri doğru:
a) Cebrail as geldi bizzat göstererek öğretti
b) Peygamberimiz kendi ictihad veya Kurandan istinbat etti.
c) Peygamber ve ashabı birlikte düşünüp buldular veya rüyada gördüler.
d) Peygamber içinde yaşadığı toplumdan (müşriklerden) öğrendi
d) Peygamber namazı Ehli Kitaptan (yahudi hıristiyanlardan) öğrendi
Cevapları İrdeleyelim
A şıkkı Ehl-i Sünnet vel Cemaat'e aittir. Hadisi şerifleri İslam Dinin ikinci dereceden kaynağı bildiği için Ehl-i Süünet bu konuyu sorun etmez. Hadise bakar ve açıklar: "Peygamberimiz namazı Cebrailden öğrenmiştir" der. Bu kadar basit ve net. [1]
Ancak Kurancılık" adı altında Sünnet inkarcılığı yapan akım için bu kocaman bir sorundur. Ya Sünnet delilini kabul edecekler -ki bu onların sonu demek oluyor.. ya da bir takım hurafe ve masallara sarılacaklar ve bunu da "Kuranclık" olarak uyuntularına yutturmaya çalışacaklardır.
İşte onlardan bir kısım bu sorunu "Peygamber namazı müşriklerden öğrendi" diyerek çözmeye çalışmış ve yakayı ele vermiştir.
Çünkü Kuran, müşriklerin namaz kılmadığını, dua ve ibadet namına yaptıkları şeyin "ıslık çalmak ve el çırpmaktan" ibaret olduğunu Enfal Suresi 35. Ayette apaçık söyler :
Kâbe huzurunda onların namazları/duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değildir. O halde inkârınızdan dolayı bu azabı tadın bakalım. [8:35]
Bu ayet onların iddiasını yalanlıyor: "peyganber namazı müşriklerden öğrendi" iddiasını.
Ama yine de devam ediyorlar o uyduruk iddialarına. Neden ?
Çünkü peygamber efendimiz namazı müşriklerden öğrenmedi ise nerden kimden öğrendi ? Kuran abdesti tarif ediyor ama namazı etmiyor. Bu durumda Peygamber namazı Kurandan başka bir yerden öğrenmiş olmalı. Bunu itiraf etmeleri onların sonu olacak. Bunu bildiklerinden "Peygamber namazı müşrieklerden öğrendi!" yalanına devam ediyorlar.
******************
Bu ya örf adet olacak ya da Kuran dışında bir vahiy kaynağından.
Ehli Sünnet bu soruyu "Kuran dışında bir vahiy kaynağı: Sünnet ve Hikmet" olarak açıklar.
Yani Cebrail as gelmiştir ve bizzat namazı göstererek öğretmiştir. Buna dair bir çok hadisi şerif var. Iman Ahmed Tirmizi ve Ebudavud'un rivayet ettiği bir hadiste Allah Rasulü sas buyurmuştur: Cebrail Kabede bana imam oldu ve beş vakit namazı bana kıldırdı birinci gün ilk vakitlerinde kıldık ikinci gün son vakitlerinde kıldık" [1]
Kuran dışında gelen vahiyleri yani Cebrail açıklamalarını inkar eden tayfa ise bu bilgiden inhiraf ederek namaza kaynak aramış ve iki feci neticeye varmak zorunda kalmıştır. Biri "müşriklerden öğrendi!" diğeri de "yahudilerden öğrendi!" fecaatine..
Her iki sonuç ta fecaet. Çünkü Kuran ile taban tabana zıt. Müşriklerin namaz kılmadığı apaçık ortada. Kuran onların namaz dua ve ibadet namına ellerinde olan tek şeyin Kabe çevresinde ıslık çalmak ve el çarpmak yani alkış tutmak olduğunu açılmıştır. Enfal:35
Zaten eğer müşrikler namaz kılan kişiler olsalardı Muhammed Aleyhisselam'ın getirdiğini peşin peşin inkar etmez, kabul etmeleri daha kolay olurdu. Halbuki Muhammed Aleyhisselam'ın hareketlerini Dinini yadırgamışlar "babalarımızda görmediğimiz bir şeye mi bize davet ediyorsun" demişlerdir.
Ulaştıkları ikinci feci netice ise "Peygamber namazı yahudilerden öğrendi" demek olmuştur. Bu da Kur'an'a zıttır. Çünkü peygamberimizin Mekke döneminde namaz kıldığı Kur'an ile sabittir. Halbuki Mekke döneminde Peygamberimiz Yahudilerle karşılaşmamıştır ve Yahudilerin mevcut namazımızı zayi ettiğini yine Kur'an-ı Kerim ifade edilmiştir. Dolayısıyla "peygamber namazı yahudilerden öğrendi" sözleri Kur'an'a aykırı, tarihi verilere zıt bir uydurmadan ibaret.
Müminlerin ana caddesi olan Ehl-i Sünnette firar eden bidatçıların ne tür sapmalara girdiğini ve ne tür zorlama yorum ve uydurmalarla ayakta durmaya çalıştığını ibretle görmüş olduk.
------------------------------
Özet: Kurancı olma iddiasıyla Ehli Sünnetten ayrılan ve Hadisin Huccet değerini inkar eden tayfa (Mustafa İ.oğlu, M.Okunyan ve benzerleri) bu inkara bir bahane olarak bazı Hadislerin Kuranla çeliştiğini ! ileri sürerler. Ancak "Allah Rasulü sas namazı kimden öğrendi?" Gibi nice sorulara Kuranda cevap bulamayan bu tayfa hurafe ve masallara sarılırlar. Ancak ne ibretliktir ki bu masallar Kurana uygun mu değil mi hiç bakmazlar.
Meselenin Tafsilatı:
Soru şu: "Kuranı Kerim abdesti Maide:6'da açıklamıştır "Namaza kalktığınızda yıkayın yüzünüzü ve ellerinizi dirseklere kadar ve başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da yıkayın topuklara kadar" Ancak Kuran abdestten de önemli olan namazı açıklamamıştır. Şöyle bir ayet yok: "Namaz için kıbleye dönün ayağa dikilin, tekbir alın fatiha ve bir sure okuyun sonra ruku ve iki secde edin.. vs" bu şekilde bir öğreti Kuranda mevcut değil.
Şu halde Dinin en önemli ibadeti, yaratılışın gayesi olan Mamaz (Zariyat:56) Kuranda tarif edilmediğine göre Peygamber ve Müminlerin hayatına namaz nereden nasıl girdi ?
İhtimaller dahilinde bu sorunun altı çeşit cevabı olacaktır, beşi yanlış biri doğru:
a) Cebrail as geldi bizzat göstererek öğretti
b) Peygamberimiz kendi ictihad veya Kurandan istinbat etti.
c) Peygamber ve ashabı birlikte düşünüp buldular veya rüyada gördüler.
d) Peygamber içinde yaşadığı toplumdan (müşriklerden) öğrendi
d) Peygamber namazı Ehli Kitaptan (yahudi hıristiyanlardan) öğrendi
Cevapları İrdeleyelim
A şıkkı Ehl-i Sünnet vel Cemaat'e aittir. Hadisi şerifleri İslam Dinin ikinci dereceden kaynağı bildiği için Ehl-i Süünet bu konuyu sorun etmez. Hadise bakar ve açıklar: "Peygamberimiz namazı Cebrailden öğrenmiştir" der. Bu kadar basit ve net. [1]
Ancak Kurancılık" adı altında Sünnet inkarcılığı yapan akım için bu kocaman bir sorundur. Ya Sünnet delilini kabul edecekler -ki bu onların sonu demek oluyor.. ya da bir takım hurafe ve masallara sarılacaklar ve bunu da "Kuranclık" olarak uyuntularına yutturmaya çalışacaklardır.
İşte onlardan bir kısım bu sorunu "Peygamber namazı müşriklerden öğrendi" diyerek çözmeye çalışmış ve yakayı ele vermiştir.
Çünkü Kuran, müşriklerin namaz kılmadığını, dua ve ibadet namına yaptıkları şeyin "ıslık çalmak ve el çırpmaktan" ibaret olduğunu Enfal Suresi 35. Ayette apaçık söyler :
(وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمۡ عِندَ ٱلۡبَیۡتِ إِلَّا مُكَاۤءࣰ وَتَصۡدِیَةࣰۚ فَذُوقُوا۟ ٱلۡعَذَابَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ)
Kâbe huzurunda onların namazları/duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değildir. O halde inkârınızdan dolayı bu azabı tadın bakalım. [8:35]
Bu ayet onların iddiasını yalanlıyor: "peyganber namazı müşriklerden öğrendi" iddiasını.
Ama yine de devam ediyorlar o uyduruk iddialarına. Neden ?
Çünkü peygamber efendimiz namazı müşriklerden öğrenmedi ise nerden kimden öğrendi ? Kuran abdesti tarif ediyor ama namazı etmiyor. Bu durumda Peygamber namazı Kurandan başka bir yerden öğrenmiş olmalı. Bunu itiraf etmeleri onların sonu olacak. Bunu bildiklerinden "Peygamber namazı müşrieklerden öğrendi!" yalanına devam ediyorlar.
******************
Bu ya örf adet olacak ya da Kuran dışında bir vahiy kaynağından.
Ehli Sünnet bu soruyu "Kuran dışında bir vahiy kaynağı: Sünnet ve Hikmet" olarak açıklar.
Yani Cebrail as gelmiştir ve bizzat namazı göstererek öğretmiştir. Buna dair bir çok hadisi şerif var. Iman Ahmed Tirmizi ve Ebudavud'un rivayet ettiği bir hadiste Allah Rasulü sas buyurmuştur: Cebrail Kabede bana imam oldu ve beş vakit namazı bana kıldırdı birinci gün ilk vakitlerinde kıldık ikinci gün son vakitlerinde kıldık" [1]
Kuran dışında gelen vahiyleri yani Cebrail açıklamalarını inkar eden tayfa ise bu bilgiden inhiraf ederek namaza kaynak aramış ve iki feci neticeye varmak zorunda kalmıştır. Biri "müşriklerden öğrendi!" diğeri de "yahudilerden öğrendi!" fecaatine..
Her iki sonuç ta fecaet. Çünkü Kuran ile taban tabana zıt. Müşriklerin namaz kılmadığı apaçık ortada. Kuran onların namaz dua ve ibadet namına ellerinde olan tek şeyin Kabe çevresinde ıslık çalmak ve el çarpmak yani alkış tutmak olduğunu açılmıştır. Enfal:35
Zaten eğer müşrikler namaz kılan kişiler olsalardı Muhammed Aleyhisselam'ın getirdiğini peşin peşin inkar etmez, kabul etmeleri daha kolay olurdu. Halbuki Muhammed Aleyhisselam'ın hareketlerini Dinini yadırgamışlar "babalarımızda görmediğimiz bir şeye mi bize davet ediyorsun" demişlerdir.
Ulaştıkları ikinci feci netice ise "Peygamber namazı yahudilerden öğrendi" demek olmuştur. Bu da Kur'an'a zıttır. Çünkü peygamberimizin Mekke döneminde namaz kıldığı Kur'an ile sabittir. Halbuki Mekke döneminde Peygamberimiz Yahudilerle karşılaşmamıştır ve Yahudilerin mevcut namazımızı zayi ettiğini yine Kur'an-ı Kerim ifade edilmiştir. Dolayısıyla "peygamber namazı yahudilerden öğrendi" sözleri Kur'an'a aykırı, tarihi verilere zıt bir uydurmadan ibaret.
Müminlerin ana caddesi olan Ehl-i Sünnette firar eden bidatçıların ne tür sapmalara girdiğini ve ne tür zorlama yorum ve uydurmalarla ayakta durmaya çalıştığını ibretle görmüş olduk.
------------------------------
١ - [عن عبدالله بن عباس:] أمَّنِي جبريلُ عِندَ البيتِ مرتيْنِ، فذكر أنَّهُ صلّى به الصلواتِ الخمسِ أولَ يومٍ في أولِ وقتٍ، وفي اليومِ الثاني في آخرِ وقتٍ إلا المغربَ، قال: ثم التفت إليَّ جبريلُ، فقال: يا محمدُ، هذا وقتُ الأنبياءِ من قبلِك، والوقتُ ما بين هذيْنِ
ابن رجب (٧٩٥ هـ)، فتح الباري لابن رجب ٢/١١٧ • إن صح هذا فيحمل على أن الأنبياء كانت تصلي هذه الصلوات دون أممهم • أخرجه أبو داود (٣٩٣) باختلاف يسير، والترمذي (١٤٩) باختلاف يسير، وأحمد (١/ ٣٣٣) واللفظ له.
9 Haziran 2020 Salı
Imam Rabbaniye iftira "Allah kadının organlarında göründü"
Ağaçtan taştan tecelli eden Allah, insan üzerinden de dilerse tecelli eder. Insan Allahın tecelligahı olmaya ağaçtan taştan daha layıktır. Insan eşrefi mahlukattır.
İmamı Rabbani Allah dostudur, Cihan çapında Rabbani bir âlimdir o videodakiler ise şeytanın askerleri. Eğer Allah dostlarına inanıyorsanız bunlara kulaklarınızı tıkayın.
Bir kere bunlar İmamı Rabbaniyi ve sözlerini anlayacak kapasiteleri yok. Imamı Rabbani Mektubatı farsca yazmıştır Bunlar ise Türkçe tercüme üzerinden konuşuyorlar. Cahil oldukları buradan belli. Tercüme ne oranda başarılı? aslını ne kadar doğru yansıttı, belli degil
Allah mahklukat üzerinden tecelli eder.
Kurandan Deliller
Diyanet isleri meali :
"Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah'ım." Kasas:30
Elmalı Hamdi Yazır meali :
"Musa Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım." Kasas: 30
Hz Musa'ya ağaçtan odundan tecelli ettiğini Allah söylüyor.. hem de sesli olarak.
Inkar profesörü Addülaziz Bayındır'ın enikleri olan bu cahiller insandan tecelliyi inkar ediyorlarsa ağaçtan odundan tecelliyi de inkar ediyorlar demektir. Bu da Kuranı inkar etmektir.
Işin hakikati
Imam Rabbani henüz mürid iken Şeyhi BakiBillaha yazdığı arzuhalde Allahın zatı değil, 99 isimden sadece biri olan Zahir Isminin ona tecelli ettiğini anlatıyor.
Ali Kara hocanın tercümesiyle mektubatin o kısmı söyle:
tarikat yolculuğu esnasında ismi Zahir tecellisi ile şereflendim. öyle kapsamli bir tecelli ki benim için bütün eşyada zahir oldu her birinde olan başlı başına hususi tecelliler halinde özellikle kadınların örtülerinde Bilakis onların yüzlerinde hususi olarak vaki oldu o kadar ki şu tarifeye boyun Eğdim o şekilde ki bunu açıklamaya Kadir olamıyorum. bu inkıyad içinde de çaresiz kaldım. Bu mahalde Hasıl olan şu zuhurat başka hiçbir mahalde hasıl olmadı Şu örtüde Acayip özelliklerden Velet afetlerden hususi olarak gördüğüm şeyler başka hiçbir Zuhur yerinde ortaya çıkmadı tamamıyla eriyip huzurlarında su gibi aktım aynı şekilde benim için her bir yiyecek ve içecek de ve elbisede başlı başına tecelliler oldu leziz ve külfet ile hazırlanmış yemekte olan güzellik ve letafet başka yerde hasıl olmadı bu farklılık tatlı ve acı su arasında da mevcut oldu her bir tatlı şey de o şeyin Kemal'in de olan farklılıklar üzerinde başlıbaşına hasıl oldu.
Açıklama: Görüldüğü üzere burada Hz Imam öyle herkesin bildiği yaşadığı şeylerden bahsetmiyor. Allah dostlarina Allahın kendini tanıtması nispeten göstermesi hissettirmesi kabilinden milyonda bir müslümanın yaşayacağı ince latif hallerden bahsediyor. Dolayısıyla sıradan bir cahilin bu sözleri diline dolayarak Allah dostlarina inkar tavrı takınması onun uğursuzluğunu gösterir başka değil.
Bu mektubunda mürid olan imam Rabbani Allah bana varlığını ve galibiyetini bildirdi bunu bana hissettirdi demiştir. Allahı çok zikreden samimi kullara Allah nur verir o nurla bakar ve bütün eşyanı aslında Allahın sanatı olduğunu olduğunu görür. Allah zahir'dir. Ne demek zahir? Apaçık. Madem ki apaçık kafirler neden göremiyor? Işte Allah kiminin basiret gözüne görünür kimine görünmez.
"Onların görecek gözleri var mı!?" Araf:195
Allah dostlarına hırlayan bu kopek yavruları eğer bir inkarı bir sapıklığı düzeltmek istiyorlarsa kendi şeylerinin sapıklığın dillerine dolasınlar. Addulaziz bayındır telefonla soru soran birine verdiği cevapta "Allaha geleceği bilemez!" diyerek Allaha küfretmiştir. Katolik papazlarının dahi yapmadığı sövgüyü bu prof bozuntusu hem de müslüman sıfatıyla yapmıştır.
Allah dostlarına saldıran bu azgın daha dünyada iken Ehlullahın mızrağına saplanmış imandan mahrum olma cezasına çarptırılmıştır. Hafazanallah
Tasaavvuf kitaplarında gördüğünüz bu uyarı hakikaten gözle göründü. "Ehlullaha taarruz, imansız geberme sebeplerindendir" Ya hemen tövbe ederler Ehlullahtan özür diler hak helalliği diler iftiralarınıgeri çeker ıslah ederler ya da geberir giderler..
--------------------------------
Ali Kara Hocanın müdaafa videosu
Ali Kara hocayı severim sayarım. Video 11. dakikadan sonraki açıklamalar olmamış. onların ekmeğine yağ sürer. "Allah dostunda da röntgen var.. doktor kadının her yerine bakıyor Allah dostunun manevi bakışı mı seni rahatsız etti !?" gibi sözler meramı aşan sözler. videoyu yeniden düzenleyin buraları kesin. Mektubatta kadının budundan bahis yok. ama Ali hoca sanki imam rabbani kadınların buduna bakmış gibi anlatıyor.. yanlış.. İmam Rabbani bir kere kadınlara baktım demiyor. İsteği dışında gördüğü kadınların kisvesinde ve görünen cüzlerinde zahir ismi tecelli etti diyor. ve onun kadın dediği muhtemelen kendi ailesidir. "ecza" kelimesini şeriat sınırı içinde eli gözü yüzü diye tefsir etmek em doğrudur. münkir şeytanlar nasıl işi bud kısmına çekiyorsa Ali hocanın açıklaması da o yöne kayıyor yanlış
İmamı Rabbani Allah dostudur, Cihan çapında Rabbani bir âlimdir o videodakiler ise şeytanın askerleri. Eğer Allah dostlarına inanıyorsanız bunlara kulaklarınızı tıkayın.
Bir kere bunlar İmamı Rabbaniyi ve sözlerini anlayacak kapasiteleri yok. Imamı Rabbani Mektubatı farsca yazmıştır Bunlar ise Türkçe tercüme üzerinden konuşuyorlar. Cahil oldukları buradan belli. Tercüme ne oranda başarılı? aslını ne kadar doğru yansıttı, belli degil
Allah mahklukat üzerinden tecelli eder.
Kurandan Deliller
Diyanet isleri meali :
"Mûsâ, ateşin yanına gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsâ! Şüphesiz ben, evet, ben âlemlerin Rabbi olan Allah'ım." Kasas:30
Elmalı Hamdi Yazır meali :
"Musa Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım." Kasas: 30
Hz Musa'ya ağaçtan odundan tecelli ettiğini Allah söylüyor.. hem de sesli olarak.
Inkar profesörü Addülaziz Bayındır'ın enikleri olan bu cahiller insandan tecelliyi inkar ediyorlarsa ağaçtan odundan tecelliyi de inkar ediyorlar demektir. Bu da Kuranı inkar etmektir.
Işin hakikati
Imam Rabbani henüz mürid iken Şeyhi BakiBillaha yazdığı arzuhalde Allahın zatı değil, 99 isimden sadece biri olan Zahir Isminin ona tecelli ettiğini anlatıyor.
Ali Kara hocanın tercümesiyle mektubatin o kısmı söyle:
tarikat yolculuğu esnasında ismi Zahir tecellisi ile şereflendim. öyle kapsamli bir tecelli ki benim için bütün eşyada zahir oldu her birinde olan başlı başına hususi tecelliler halinde özellikle kadınların örtülerinde Bilakis onların yüzlerinde hususi olarak vaki oldu o kadar ki şu tarifeye boyun Eğdim o şekilde ki bunu açıklamaya Kadir olamıyorum. bu inkıyad içinde de çaresiz kaldım. Bu mahalde Hasıl olan şu zuhurat başka hiçbir mahalde hasıl olmadı Şu örtüde Acayip özelliklerden Velet afetlerden hususi olarak gördüğüm şeyler başka hiçbir Zuhur yerinde ortaya çıkmadı tamamıyla eriyip huzurlarında su gibi aktım aynı şekilde benim için her bir yiyecek ve içecek de ve elbisede başlı başına tecelliler oldu leziz ve külfet ile hazırlanmış yemekte olan güzellik ve letafet başka yerde hasıl olmadı bu farklılık tatlı ve acı su arasında da mevcut oldu her bir tatlı şey de o şeyin Kemal'in de olan farklılıklar üzerinde başlıbaşına hasıl oldu.
Açıklama: Görüldüğü üzere burada Hz Imam öyle herkesin bildiği yaşadığı şeylerden bahsetmiyor. Allah dostlarina Allahın kendini tanıtması nispeten göstermesi hissettirmesi kabilinden milyonda bir müslümanın yaşayacağı ince latif hallerden bahsediyor. Dolayısıyla sıradan bir cahilin bu sözleri diline dolayarak Allah dostlarina inkar tavrı takınması onun uğursuzluğunu gösterir başka değil.
Bu mektubunda mürid olan imam Rabbani Allah bana varlığını ve galibiyetini bildirdi bunu bana hissettirdi demiştir. Allahı çok zikreden samimi kullara Allah nur verir o nurla bakar ve bütün eşyanı aslında Allahın sanatı olduğunu olduğunu görür. Allah zahir'dir. Ne demek zahir? Apaçık. Madem ki apaçık kafirler neden göremiyor? Işte Allah kiminin basiret gözüne görünür kimine görünmez.
"Onların görecek gözleri var mı!?" Araf:195
Allah dostlarına hırlayan bu kopek yavruları eğer bir inkarı bir sapıklığı düzeltmek istiyorlarsa kendi şeylerinin sapıklığın dillerine dolasınlar. Addulaziz bayındır telefonla soru soran birine verdiği cevapta "Allaha geleceği bilemez!" diyerek Allaha küfretmiştir. Katolik papazlarının dahi yapmadığı sövgüyü bu prof bozuntusu hem de müslüman sıfatıyla yapmıştır.
Allah dostlarına saldıran bu azgın daha dünyada iken Ehlullahın mızrağına saplanmış imandan mahrum olma cezasına çarptırılmıştır. Hafazanallah
Tasaavvuf kitaplarında gördüğünüz bu uyarı hakikaten gözle göründü. "Ehlullaha taarruz, imansız geberme sebeplerindendir" Ya hemen tövbe ederler Ehlullahtan özür diler hak helalliği diler iftiralarınıgeri çeker ıslah ederler ya da geberir giderler..
--------------------------------
Ali Kara Hocanın müdaafa videosu
Ali Kara hocayı severim sayarım. Video 11. dakikadan sonraki açıklamalar olmamış. onların ekmeğine yağ sürer. "Allah dostunda da röntgen var.. doktor kadının her yerine bakıyor Allah dostunun manevi bakışı mı seni rahatsız etti !?" gibi sözler meramı aşan sözler. videoyu yeniden düzenleyin buraları kesin. Mektubatta kadının budundan bahis yok. ama Ali hoca sanki imam rabbani kadınların buduna bakmış gibi anlatıyor.. yanlış.. İmam Rabbani bir kere kadınlara baktım demiyor. İsteği dışında gördüğü kadınların kisvesinde ve görünen cüzlerinde zahir ismi tecelli etti diyor. ve onun kadın dediği muhtemelen kendi ailesidir. "ecza" kelimesini şeriat sınırı içinde eli gözü yüzü diye tefsir etmek em doğrudur. münkir şeytanlar nasıl işi bud kısmına çekiyorsa Ali hocanın açıklaması da o yöne kayıyor yanlış
7 Haziran 2020 Pazar
Robot misali üzerinden Kulluğu sorgulayan ateiste cevap
ateistin sorusu:
Diyelim ki bir robot yapıyorum. Robota bilinç veriyorum.
Bu robotun bana iman etmesini, benim için her gün 5 kere 10'ar dakika yürüyüşe çıkmasını, yılın 1 ayında belirli vakitler içerisinde kendisini şarj etmemesini ve yağlamamasını istiyorum.
Eğer dediklerimi yaparsa onu ödüllendireceğim, eğer yapmazsa parçalarını paslı demirlerle değiştirip sürekli balyozla dövdüreceğim.
Sonra da ondan saklanıp, bu isteklerimi ve ödül-ceza sistemimi ona söylemeleri için, yanına başka robotlar gönderiyorum.
Sonra robot düşünüp taşınıyor ve; "Evet, beni biri tasarlamış olmalı. Çünkü bedenim, doğada var olabilecek diğer şeyler gibi bir araya gelmiş olamaz. Ama beni hem yaratıp, hem de ne hakla cezalandırıyor ki?" diyor. Benim varlığıma inanıyor.
Peki bu robot, beni sevmek veya bana saygı duymak zorunda mı?
----------------------------------------
1. Cevap: Allahtan korkun, saygınızı takının eğer iman ediyorsanız [Mâide suresi 112]
2. Cevap: Allah adildir zerre kadar insana zulm etmez, asla haksızlık etmez
3. Cevap: Allah alim ve hakimdir. Her işi yerli yerindedir. O abes iş yapmaz anlamsız bos işlerle uğraşmaz
4. Cevap: Allah yeri göğü oyun eğlence olsun diye yaratmadı.
Bu Nebevi cevaplar, soru soran kişini bu tür soruları sorduran marazı tedaviye yönelik.. Adını andığı (ima ettiği) Allaha karşı su-i zannını, cehaletini ıslaha yönelik.
Bu kadıyyeleri kabul ettiyse, Şimdi münkirin lafına kulak verip cevap verebiliriz
Diyelim ki bir robot yapıyorum. Robota bilinç veriyorum.
Bu robotun bana iman etmesini, benim için her gün 5 kere 10'ar dakika yürüyüşe çıkmasını, yılın 1 ayında belirli vakitler içerisinde kendisini şarj etmemesini ve yağlamamasını istiyorum.
Eğer dediklerimi yaparsa onu ödüllendireceğim, eğer yapmazsa parçalarını paslı demirlerle değiştirip sürekli balyozla dövdüreceğim.
Sonra da ondan saklanıp, bu isteklerimi ve ödül-ceza sistemimi ona söylemeleri için, yanına başka robotlar gönderiyorum.
Sonra robot düşünüp taşınıyor ve; "Evet, beni biri tasarlamış olmalı. Çünkü bedenim, doğada var olabilecek diğer şeyler gibi bir araya gelmiş olamaz. Ama beni hem yaratıp, hem de ne hakla cezalandırıyor ki?" diyor. Benim varlığıma inanıyor.
Peki bu robot, beni sevmek veya bana saygı duymak zorunda mı?
----------------------------------------
1. Cevap: Allahtan korkun, saygınızı takının eğer iman ediyorsanız [Mâide suresi 112]
2. Cevap: Allah adildir zerre kadar insana zulm etmez, asla haksızlık etmez
3. Cevap: Allah alim ve hakimdir. Her işi yerli yerindedir. O abes iş yapmaz anlamsız bos işlerle uğraşmaz
4. Cevap: Allah yeri göğü oyun eğlence olsun diye yaratmadı.
Bu Nebevi cevaplar, soru soran kişini bu tür soruları sorduran marazı tedaviye yönelik.. Adını andığı (ima ettiği) Allaha karşı su-i zannını, cehaletini ıslaha yönelik.
Bu kadıyyeleri kabul ettiyse, Şimdi münkirin lafına kulak verip cevap verebiliriz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)