Masumda İlmi Seviye
Masum Bayraktar fatih müftülüğüne bağlı bir hafızlık kursunda hafızlık yapmış ancak medrese eğitimi almamış, İslami ilimlerin hiç bir dalında ihtisası olmayan, hatta temel eğitimi dahi olmayan biri. Böylelerine cemaatte esasında hoca da denmez. Bunun hocalığı hafızlık yaptıran bir kursun başında olmaktan geliyor. Bu anlamda herkese hoca dendiği malum. Ancak bir kişinin İsmailağa cemaati nezdinde hoca olabilmesi için bir medresede, icazetname sahibi bir hoca önünde, Arapça üzerinden Tefsir Hadis Fıkıh Akaid Kelam Üsul ve Tasavvuf ilimlerini başarıyla okumuş ve icazetnamesini almış olmalıdır. Masumun icazeti yok.
Görüldüğü üzere M. Bayraktar aslında bir cahil. Tek mahareti Kuranın nazmı celilini ezberden okuyabilmesi. Ancak Kuranın manasına nüfuz yok, ahkamını bilmek yok, bir fıkıh, bir akaid kitabını baştan sona okumuş değil, bir tefsiri baştan sona okumuş değil, Mektubatı baştan sona okumuş değil veya okuyandan dinlemiş de değil..! Cemaatte herksin hocası bellidir. Bunun hocası kim belli değil. Kim buna "talebem" diyor sahipleniyor ? Hiç kimse.
Bayraktarın Arapça Kurs Açması
Bayraktar hafızlık kursu işleten biri olarak yoluna devam ederken Rizeli Abdülkadir hocayla anlaştı ve Arapça kursu açmış oldu. Abdülkadir hoca ... camii yanında altı katlı bir binanın sahibi. Beşinci katında kendi ailesi kalıyor diğer katları kurs olarak işletiyordu. Ancak pek başarılı olduğu söylenemez. Hem görev yapan hocalar kursta durmuyor, hem de talebe memnun değil. Kursun ciddi anlamda iaşe sorunu vardı, talebeleri semt pazarına, toptan gıdacılara dilenmeye gönderiyor ve kursu çok zor şartlar altında idare etmeye çalışıyordu.
Abdülkadir hoca da bir müderris değildi. hazırlık sınıflarına ancak derse girebiliyor Arapça ilimler okutamıyordu. Arapça hocası ihtiyacını hariçten hoca getirerek karşılıyordu. Bu hocalarla da tam anlaşamıyordu. Ali Kara hoca onun kursunda hocayken ayrılıp gitmiştir, Ahmet İnanç hoca hakeza. Abdullah (Erol) hoca hakeza..
Abdülkadir hoca bir gün talebeyi topladı ve bir konuşma yaptı. Masum Bayraktarın kursunu överek başladı. Kendi çocuğunu hafızlık için oraya vermiş.. gidip geliyor kursun içini görüyordu. "Zil çalıyor bakıyorsun her taraf talebeyle doluyor koşarken bacaklarına çarpıyorlar sonra bir zil çalıyor bir bakmışın ortalıkta kimse kalmamış herkes dersine geçmiş.." diyordu ve bayraktarın resmi kurslardan görüp uyguladığı zilli ders programını methediyordu. Medreselerde zil olmaz. Kendi kursunda hocalar ders saatlerine riayet etmiyorlarmış müdürü (onu) dinlemiyorlarmış.. bir sınıf derste iken diğer sınıf tenefüste, abdestte oluyor muş ! Bir türlü düzen tutmuyormuş ! Elini başının üstüne koyarak "ben de başıma bir amir getireceğim, kursun idaresini teslim edeceğim ve bana ne görev verilirse onu yapacağım" diyordu.
Tekebbür Esamaleri
Biz Abdullah hocanın talebeleriydik. Arapça okuyorduk. aslında idarenin el değiştirmesi Abdülkadir hocanın idareyi bırakması bizi sevindirdi. masum bayraktarın kursunda yemeklerin daha iyi olduğunu arkadaşlar duymuşlar en azından yemek problemi çözülür, talebe dilencilikten kurtulur diyorduk.. ve masum bayraktar kursa geldi. talebeyi topladı bir konuşma yaptı. aklımda kalan "arkadaşlar bu kursu fatihin birinci kursu yapacağım, bu kurs bütün kurslar içinde birinci olacak" diyordu. Bize garip geldi. hocalarımızdan hiç böyle sözler büyük iddialar duymamıştık. Bizler sofi idik tevazu bizim şiarımızdı. Herkesin önüne geçmek herkesin üstüne çıkmak hiç bir zaman hedefimiz olmadı. Diğer medreseleri, hoca talebeleri hiç bir zaman rakip olarak görmedik.. Tamam takvada ibadette yarışmak var islamda.. Ancak masumun kastettiği şey o değildi.. masum bir tefevvuk bir riyaset peşindeydi.
İlk icraati yemekhanede üzerinde oturduğumuz halıyı kaldırıp atmak oldu. yemek masalarının ayaklarına ilave yaptırdı masalar yükseldi ve uzun oturaklar getirerek "sünnet üzere yerde yeme" düzenini oturakta yeme şeklinde değiştirdi. Yine demir ranzalar getirerek sünnet üzere yer minderinde yatma düzenini ranzada yatma şeklinde değiştirdi. Bu ikisi dışında kursun maddi yapısında bir değişiklik olmadı. Kurs bütün o eski bakımsız haliyle aynen kaldı. Fatihin birinci kursu böyle mi olacak bu kurs demeye başladık !?
Masumun Kursu Eğitim Seviyesi
Masum Bayraktar yukarıda ifade edildiği gibi arapça islami ilimler okutabilecek ilim seviyesine sahip değil kendisi okumamış.. Onun için Arapça kursu açarken yanında Hakan Taha Alp ile geldi. Taha'sı sonradan ekleme, asıl adı Hakan alp. Hakan hoca'nın da bir medresede başından sonuna kadar okuduğu, bir hocadam icazet aldığı sabit değil. Ancak Hakan zeki biri, zekasıyla işi kıvırabiliyor. O zamanlar henüz askere gitmemişti ve askerliği geldi çattı aşırı kilodan çürük aldı ve askerlikten öylece sıyrıldı. "Benim okuttuğum talebelerim var nolur yardımcı olun" şeklinde doktorlara rica ettiği kursta yayılmıştı. İki veya üç sene Hakanla birlikte hareket ettiler sonra Hakanda bir Pakistan hevesi başladı. Efendi hazretlerine izin istemeye çıktı o zamanlar bu kadar saygı ve bağlılığı vardı. Ef hz "ne gerek var ta oralara gitmeye.. burada Şaban hoca var yeter" dedi ise de bu ısrar etmiş, ama orada Buhari okutuluyor şu okutuluyor gibi ukalalık yapmış.. Şeyh efendi bundaki ısrarı görünce tamam git demiş ve beraberinde bir çok talebe ile birlikte gittiler. İki sene sonra döndüler halleri pek parlak değildi. İsmailğanın feyzi kalplerinden sureti sireti yüzlerinden alınmştı. marazlı olarak döndüler. Tarikatı, Öğretisini, eserlerini eleştirmeye dil uzatmaya başladılar.. sonunda kaydılar kayboldular.
Sonra Mesut
..devam edecek inşallah
Masum Bayraktar kimdir, Masumculuk ve sahte Vahdet-i Vücutçuluk"
konulu ilk yazıyı okumak için > tıkla <
Aslında bu konu soğumuştu. Ancak 2019'un başlarında Masum Bayraktar bir video çekip "bir zamanlar vahdeti vücut fikrine evet kapılmıştık ancak yanlış olduğunu anladık vaz geçtik, inşallah Efendi Hz'ne çıkıp özür dilemeyi arzu ediyoruz" sözleriyle kabahatini itiraf edince olayın seyri değişti. >> itiraf videso << Masumun sapıklık içinde olduğu yıllarla ilgili >> tard videosu <<
Bundan önce 2019 yılına kadar tam 17 yıl boyunca vahdeti vücut fikrine saptıklarını gizlemişler ve sorulduğunda "hayır bunlar bize atılan bir iftira, biz hiç bir zaman vahdeti vücutçu olmadık vahdeti vücutçu bir masum bayraktarı biz de kabul etmiyoruz" diyordu, video kayıtları var : > suçu inkar videosu <
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder