13 Şubat 2023 Pazartesi

Abdulhak Şeyh midir ?

 Seyyid İbrahim Ahsai efendi vefat etti Allah rahmet eylesin.




Şimdilerde bir laf dolaşıyor: "Abdulhak adıyla bilinen Kenan Bayülgen, hani yalan beyanla "şeyhlik bana kaldı" dediği için 2005'te İsmailağa'dan uzaklaştırılan Abdulhak bu İbrahim Ahsai efendiye gitmiş, o da buna şeyhlik icazeti vermiş! Dolayısıyla Abdulhak yakında "işte şimdi şıyh oldum" diye milletin karşısına çıkarsa şaşırmayın.." denilmekte..!

.

Nedir bu işin aslı ? Ve İbrahim El Ahsai şeyhlik icazeti vermeye yetkisi var mı ? Kendisi tasavvufta bilinen şekliyle "şeyh" midir ? Seyri süluk yapmış mı ? Hangi tarikatın hakiki bir şeyhinden icazet almış !? Yoksa arapların her hocaya ve yaşlıya "şeyh" dediği kabilden sıradan bir arap hocası mıdır ? Bu yazıda bu sorulara cevap vereceğiz.

.

Abdulhak kimdir necidir önce bir hatırlayalım:

.

Asıl ismi Kenan Bayülgen olan Abdulhak 1980 li yıllarda ismailağa tekkesine gelmiş Mahmud Efendiye bağlanmış ve ilerleyen süreçte Mahmud Efendi Hz nin gözüne girerek tarikatın istiharecisi olmuştur. Yirmi yıl kadar bu görevde kaldıktan sonra kapıya ihanet ederek kovulan Abdulhak sonraki şeyhin kendisi olacağını, güya bunu Rasulullah Efendimiz söyledi diyerek Mahmud Efendi Hz ni ve İhvanını aldatmaya çalışmıştır. Ancak Allah'ın dostlarını kandırmak kolay değildir. Bu yalan ve iftirası feraset nuruyla fark edilmiş ve aniden görevden azl edilerek kapıdan uzaklaştırılmıştır. İşte bu Abdülhak yıllar sonra tekrar sahneye çıkmış ve adından sıkça söz edilir olmuştur. Şimdilerde ise İbrâhim Ahsai efendiye takıldığı bir süre önce ise (kız çocuğuna nikahsız taciz suçu ile hapse giren) Fatih bi Nurullah ın etrafında dolaştığı görülmüştür 

.

İbrâhim Efendi Abdulhak a şeyhlik icazeti verebilir mi ?

.

Evvela İstanbul halkı İbrahim El-Ahsai efendiyi nereden nasıl tanıdı ona bakalım. Bu seyyid efendi hadis ilmiyle meşgul olan ve daha ziyade vaiz kimliği ile temayüz etmiş bir zatı muhterem. Seyyidler her daim başımızın tacıdır. Lakin Seyyid olması "her yaptığı doğrudur" manasına gelir mi !? Bu konularının irdelenmesi ve doğru yanlıştan ayırt edilmesi lazımdır.

.

Suriye savaşı baş gösterip Suriyeli halklar Türkiye'ye iltica ettiği günlerde İbrahim Ahsai efendi de gelmiş ve Cübbeli Ahmet hocaefendi hapishanede olduğu günlerde mescid sohbetlerini bu isme yaptırmıştı. Haftalar boyu sohbetleri Ahsai efendi yapmış olmakla cemaat içinde ve dışında tanınan bilinen bir yüz oldu. Yani şöhretini çevresini bütünüyle bu cemaate borçlu. Bu sayede kendi ülkesinde bile sahip olmadığı bir ün ve itibara kavuştu çünkü bizim milletimiz Rasulullah Efendimiz hatırına seyyidleri sever sayar..

.

Arap hocalarda icazet geleneği

.

Evvela, merhum İbrahim Ahsai, El-şeyh İmam Mahmud Efendi Hz'nin müridi idi.. Önceki şeyhinden aldıysa bir icazet eğer, bu konuda kendini yeterli görmemiş olmalı ki gelip Mahmud efendi Hz'ne mürid olmuş !?

.

Sonra.. Arab dünyasında bu icazet meselesi son derece hafif tutulan, vermesi alması çok kolay bir şey. Yavuz Selim camiinde sohbete izdiham eden herkese Sabuni hz'nin icazet verdiği gibi.. O Mübarek te camide dolduruşa gelen herkese icazet vermişti..! Şimdi şu icazeti! alanlar "ben de alim oldum" diyebilir mi !? Hayır.

.

Örnekleri o kadar çok ki.. Suriyeli tanıdığım bir genç var, bizim camide bizimle işrak bekler, zikir yapar iyi bir çocuk.. Geçen söyledi şeyhi ona güya tarikat icazeti vermiş "bu dersi istediğin herkese verebilirsin" demiş ! ve bu genç henüz 19 yaşında..!

.

Allah aşkına! bu şimdi şeyh mi oldu! bu mudur Kâmil mürşid bu mudur tarikat önderi!?

.

Hasılı bu araplar -Allah selamet versin- tarikata girseler de seyr-i süluk yok bunlarda, müridlik yapmak yok, tarikat dersi çekmek yok! Bir şeyhte sebat etmek yok.. Her gördükleri fazıl zatın elini tutarlar "biat ediyorum" derler.. Yani bunlarda tarikat almak şeyhin elini tutmak dua almak gibi.. teberrük işi. Sonra bakar sana biraz sevgi sempati varsa,  sende biraz hal salah görseler basarlar icazeti verirler eline. Geçersizdir.

.

Doğuda Kadiri Şazeli tarikatları da benzer minvaldedir. Hasta okumaları yapan Ahmet G. hoca var sorun, kimler ona şeyhlik vermek istemiş de "Ben Mahmud ef'nin müridi olabileyim bana yeter" diyerek saçma icazetleri elinin tersiyle itmiş 

.

O yüzden Kenan (Abdulhak) isterse icazet(!) almış olsun.. Bu asla bildiğimiz manada şeyh olmuş manasına gelmez..

.

Bakınız oyun büyük! birileri İsmailağanın Menzilin döküntülerini topluyor, koltuk altına girip şişiriyorlar ve milletin başına şeyh diye bela ediyorlar ! Ali Kalkancısı, Fatih bî-Nurullası.. bu sahtekarlardan yeni kurtuldu bu millet. şimdi yenileri türuyor. Laiklik yüzünden tüm bunlar. Allah yol gösterici! kılıklı yol kesenlerden bu ümmeti muhafaza eylesin. 

.

Kenan B (Abdulhak) sapık şey Fatih bî-Nurullah'tan şeyhlik devşirmeye çalışırken

.

Konuya Katkı sağlayan Latif Kavcı hocanın yazısı :

.

Bu tür icazete teberrük icazeti (bereketlenme) diyorlar. Normal zahir ilimde de aynı minvalde icazet dağıtıyorlar. Medine’de kaç alimden teberrüken icazetimiz var, sırf bir kere ziyarete gittik diye Afganlı 90 küsür yaşında bir alimden yazılı icazet aldık ilim babında. Bunu gerçek icazetle bir tutmamalı.

.

Yani anlayacağınız bizim gibi işi sıkı tutmayan bir meşrepleri var. Ahir zamanda sıkı tutulması gerekiyor, suistimal ediliyor çünkü. Ama adamların tarikatı başka işte. Ali Haydar Efendi ks, Buhara Meşayıhının kubbeden indiği menkıbesinde ne buyurmuştu : "Hani bir sağlam kapı bu kaldı diyordunuz, müridler taşları ellerinden  düşürüyorlar sayı bozuluyor, uyuyorlar..!" Kıssa meşhur, Mahmud Efendi Hz leri anlatmıştı. Burada dikkat etmemiz gereken nedir? Ali Haydar Efendi'ye; Bir sağlam kapı bu kaldı" demişler. Bu bütün kapılar Ehli Sünnetten çıktı anlamına gelmez. Tarikat usul ve adabını muhafaza babında söylenmiştir.. İstihare yapmadan yaptırmadan tarikata almama, kolay yoldan vekillik vermeme, fena bekaya ulaşmadan kimseye halifelik vermeme vs. konuları hakkında.." L.F.Kavcı

.

Ayrıca İbrahim El-Ahsai efendiyi yakından tanıyan ilim çevreleri onun kendi memleketinde islami ilimlerde yetkin bir alim olarak değil sadece bir vaiz, bir hatip olarak bilindiğini ifade etmişlerdir. Dolayısıyla "ben ondan icazet aldım" diyerek kendini dev aynasında gören arkadaşlar bu hususu göz ardı etmesinler.

.

Muhammed Hakkani