Kitabın Asıl ismi:
تذكير الطائفة المنصورة ببعض السنن المهجورة
Türkçesi: Mansur Taifeye Terkedilmiş Bazı Sünnetleri Hatırlatma
Yazarı: Ebu Muaz Mahmud bin Imam bin Mansur el Muafî
Ilk Basım: 1998, Mefine-i Münevvere
Rasulullah aleyhissalatu vesselâm Efendimizin bir sünneti ile alakalı bir araştırma yaparken bu kitaba rastladım. Kitap ilk olarak Medine-i Munevverede basılmış. Kitap üslup olarak Sahabeden Abdullah ibni Ömer'in mezhebi "Allah Rasulü'nün fiil kavil ve eserlerini sünnet ve sevab itikad edip harfiyyen yerine getirmek" üsulü üzere yazılmış.
Kitabın baş kısımlarında bu fikir üzere olan yüce Sahabeleri ve tabiinden büyük zatları bir bir zikredilmiş.
Doğrusu bizler imam Mahmud Efendi Hazretlerini ve bütün Hacegan meşayıhını da bu itikad ve usul üzeri buluyoruz. İmamı Rabbani Mektubat'da buyurur "Allah Rasulüne sas ittiba etmek 6 cihettendir: kavlen fiilen, amelen itikaden, zahiren bâtınen" Hazreti Imam amel ve fiili ayrı zikretmekle Rasulullahın din adına yaptıklarına (amellere) ittiba gerekli olduğu gibi insan olması icabı yaptıkları (fiileri) ne de ittiba etmek gerektiğini ifade etmiştir. Mesela suyu üç nefeste ve oturarak içmesi gibi.
Ebu Muaz sabah namazının sünnetinden sonra Resulullah'ın yere uzanmasını kitapta sünnet olarak zikreder ki bizler Meşayıhımızı böyle yaparken bulduk. Sarık sarmak Cubbe giymek gibi Allah rasulunun kıyafeti vesair birçok hareketleri yine bu kitapta sünnet olarak önümüze geliyor ki bu, aynen Ismailağa hocalarının dediğidir.
Kitapta unutulmuş sünnetlerden bahsederken shf 261'de "Bu zamanda Sarık Sünnetini ilim ehli dahi terketmiş, nerde kaldı ki avam ittiba etsin" diyerek zamane ulema ve tullaba sitayişte bulunur.
Herhalde sarık hakkındaki ikazları vahabilerin keyfine uymamış olacak ki kitap ve yazarını tenkit etmişler, bilgisizlik ve sünneti anlamamakla suçlamışlardır. Bu onların taassubunu gösterir. Bu cüretkar vahabiler sahabenin fakihlerinden Abdullah ibni Ömere bile Rasulullahın bütün eserlerine ittiba etmesine "yanlış yapıyordu!" diyecek kadar insafsız ve ukaladır. Biz onlar gibi hadsiz değiliz ve sahabeyi ancak takdir ederiz kendimize ölçü ve üstad biliriz.
Bugün ummet gençliği Hristiyan dünyanın modasında eriyip adeta yok olurken islamın nişan ve şiarlarını canlandırmak, Resulullah'a her halinde ittiba etmenin ne kadar önemli olduğu anlaşılmıştır.
Türkiye'de olduğu gibi birçok Arap ilahiyatçıları Rasulullah efendimizin hareketlerini "fıtri, örfi olanlar ve dini olanlar" şeklinde ayırmışlar ve bizim sünnet itikad ettiğimiz bir çok hususu "insani ve örfi hareketler" kısmında sokarak Resulullah'a o cihetlerde ittiba etmeyi reddetmişlerdir.
Bunlar kendilerini bilgili, dirayet ehli, bizleri de bilgi yoksunu taklitçi sana dursunlar, asıl bilgi hikmet ve marifet Ehlullahın yanındadır. ümmet gençlerinin batı modasında eriyip yok olduklarını müşahede eden ve bundan müteessir olan her samimi mümin de Rasulullahın eşgal ve ef'aline sahip çıkmanın kadrini takdir etmektedir.
Özellikle islam ile sonradan müşerref olan mühtediler Rasulullaha ait bütün suretlere sarılırlar ve sureta ittibanın manevi hazzını hissettiklerini itiraf ederler.
Bunlardan biri Koreli Davud Kim. Bir videosunda Davud namaz kılacağı vakit çantasından arabistan tarzı fistan çıkarıyor yanındaki çok bilmiş atadan müslümanın "bunu giymen gerekli değil" laflarına rağmen "olsun, Ben bunu giyince kendimi çok huzurlu hissediyorum" diyerek namazını fistan (cellabiye) içinde eda etmektedir.
Kıyafetle huzur gelir mi, neden gelir?
Evet, Rasulullaha bilinen libas türüne bürünen Müslüman o anda bir feyz, bir huzur bulur. Bu huzur Allah Rasulünü yad etmek, Onu hatırlamak, Ona ittiba ettiğini bilmekten kaynaklanır. Gayrı müslim bir ülkede yapayalnız garip bir müslüman Rasulullaha ait kıyafetlere bürünerek o gurbetini bir nebze üzerinden atar, büyük İslam ailesine ait olduğunu ruhunda hisseder ve rahatlar.
Belki Hacc esnasında hacılar bu yüzden töresel kıyafetlerini çıkartırlar ve Rasulullahın günlük kıyafetinden ibaret izar ve ridaya bürünürler, ta ki o büyük aidiyeti ve o merzi ittibayi ruhlarında hissederler.
isaerdogan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder