İslami Kıyafet Hakkında

Soru: Şalvar cübbe giymek sünnet değil, belki Arapların yöresel kıyafetleridir. Nasıl Eskimolara bu entarileri sünnet diye giydirmek onları ölüme mahkum etmek olursa faraza hz. Peygamber kutuplarda bir Eskimolardan gelseydi onun giyeceği elbiseyi arabistandakilere önermekte öylece işkence olurdu. Şu halde bütün milletleri kendi kıyafeti içinde bırakmalı ve şalvar cüppeye sokmaya çalışarak dini zorlaştırmamalıdır.

Cevap: Eğer deseydik ki Rasulullahı aynen taklit farzdır o zaman dinde olmayan zorluğu oldurmuş olurduk..ve eskimoları ihram benzeri kıyafete mecbur ederek üşütmüş olurduk. ama diyoruz ki kim olursa olsun sünnete tabi olsun.

sayıları son derece son sınırlı ve hayat tarzları istisnai olan olan bu kavmin halleri üzerinden dini ahkam tesbit edilemez. Mesela O dünyada sayıları ellibin olan eskimoların yaşadığı bölge kuzey kutbunda gece yok gündüz yok torak yok güneş yok tarım yok yiyecek yok içecek yok.. Bunlar zorluk değilde Rasulullaha ittiba zorluksa eğer, bunların bile Rasulullaha uyacakları bir tarz bulunur. Mesela şapkaları üzerine sarık sararlar ve müslüman oldukları anlaşılır. yeterki istesinler. Bacaklarına giydikleri pantolon yerine şalvar giyerler daha iyi hem korunmuş olurlar (altına kalın yün fanila giymek suretiyle) ve sünneti icra ederler..

Salt taklit farz değil sünnet de değil mendup fazilettir. Sünet olan tavrına ittibadır. vacip derecesinde kesin düstur ise Kafirlere muhalefet etmek.

Salt taklidin sevap ve fazilet olduğuna çok delillerden biri İmam Tirmizinin Şemaili şerif'indeki şu hadisi şerifdir :

Sahabeden bir zat: “Yolda giderken arkamdan birinin beni çagırdığını duydum birde baktım Rasulullah. Bana dedi sen bana ittiba etmezmisin. _feda olsun ya Rasulallah elbette ederim. _O zaman bak benim izarım (şalvarım) nereme geliyor seninki ise te nerde.


Diğer deliller : Ayet: Bilmeyen cahillerin hevasına sakın uymayın." demekki dünya kabul etti diye bir ölçümüz yok. bugün dünya çıplaklığıda kabul etti..


Bu ve benzeri çok ayet ve hadisi şerifler Allah ve Rasulullahın kıyafete müdahele ettiğini göstermekte. İkinci binin müceddidi İmamı Rabbani der : Rasulullahı mücerret taklit bile fazilettir." Said Nursi haz bu fazileti anlatırken tiryakı marazı bid'a risalesinde der: Rasulullahın bir filini kavlini tatbik eden kişi Onu hatırlar Onu hatırlamak kişinin kalbinde nur iras eder ve ona hem dünyada hemde ahirette saadet bahşeder. Ona uymak sebebiyle sıradan adi işlerimiz de ibadete dönüşür.

Şu halde sıradan bir durum bi iş gibi görünen giyim kuşamda Rasulullaha ittiba edenler dünya ahirette kazanırlar. Mevlana Mahmud ef. haz demiştir bu islam kıyafetiyle bile dolaşmanız emru bil maruftur. biz bu sözün canlı şahitleriyiz. Kıyafetimiz sebebiyle çok insanlara faydamız dokunmuştur. Girdiğimiz ortamlarda konu derhal Allaha ahirete varmakta, bizi görenler Allahı hatırlamaktalar elhamdülillah. Benzer sözleri Pakistan merkezli tebliğ cemaatinden duydum. "Hadi hal daveti verelim" deyip sokaklarda gezdiklerine şahit oldum.

Fransada Okullarda başörtüsünün konumunu görüşmek için toplanan komisyon yasaklama kararı aldı. Gerekçesini ise şöyle açıkladılar : Başörtüsü yasaklanmalıdır çünkü görenlere islama davet niteliği taşımaktadır."

Kafirlerin anladığı bu hususu müslümanlar anlamadıysa suç kimin ?? Bu nefsi emmare ve şeytan kişinin devam ettiği kötü amellerini süsler ve güzel gösterir diyor Kuranı Kerim.


İslami kıyafetin zorunlu çizgilerini belirleyen unsurlar : setri avret, kafirlerin dini kıyafetine muhalefet, cinsine özgü olma (kadın-erkek)

İslami kıyafetin sünnet ölçülerini belirleyen unsurlar : setri avrette kemal derecesi, kafirlerin ammesine benzemekten sakınma

Bunun dışında iklim şartları, yöre adetleri kumaşın cinsini (kalın ince) rengini ve modelini tayin eder.

isa erdoğan 2009